August 14, 1999
8. gün: İnebolu - Türkeli
"- Sevgilim, mutluluğumuzun bir gün biteceğinden korkuyorum..."
60'lı yılların yerli filmlerinde -özellikle de rahmetli Adalet Cimcoz'un sesinden- duya duya ezberlediğimiz bir replik bu. Hafif bir sabah kahvaltısından sonra yola çıktığımda aklımdan hep bu sözcükler geçiyordu. Tırmandığım o kadar yokuştan sonra bu kadar düz bir sahil yolunda bisiklet sürmek ne büyük zevkmiş!
Bir saatte Abana'ya vardım. Sahilde oturup biraz dinlendim, daha doğrusu keyif yaptım. Sonra tekrar yola koyuldum. Hala Türkeli'nin kaç kilometre olduğunu bilmiyordum. Umudum 75 km cıvarında olmasıydı, çünkü o zaman Sinop'a da bir o kadar yol kalacak ve bir günde rahatça gidebilecektim. Şimdilik programıma hala uyabiliyordum.
Tam 30. kilometrede mutluluğum sona erdi. 7 km kadar bir yolda iki ciddi çıkış ve bir ciddi iniş geçtim. İlk rampanın tepesinde ıssızda bir "Aile Çay Bahçesi" görüp daldım. Sahibi yıllarca gemici olarak dünyayı dolaşmış. Bir de İstanbul Balat'ta taksicilik yapan biri vardı. Buralıymış, tatile gelmiş. İki ayran eşliğinde biraz muhabbet ettik. İkinci rampayı da çıktıktan sonra yol hafifçe dalgalanarak yüksekten devam etti ve sonunda Çatalzeytin'e vardım. Acıkmışım, ilk iş olarak karnımı doyurdum.
Çatalzeytin, deniz kıyısı, sakin bir kasaba. İnebolu'dan beri 46 km yapmışım. Türkeli'ye 10 km kaldığını söylediler. Ben de bir 20 km daha gidip kalacak bir yer olup olmadığını sordum. 40 km ötede Ayancık varmış fakat yolu yokuşmuş.
Aradaki 10 km de hemen bitiverdi ve saat 13:30 gibi Türkeli'ye vardım. Tam girişte yanımdan iki araba geçti. Biri bir karavan çekiyor, şoförün yanındaki de elinde bir video kamerayla harıl harıl beni filme alıyor. Diğer arabadan da heyecanla el salladılar ve geçtiler. Daha sonra Türkeli içinde tekrar karşılaştık. 5-6 kişilik bir grup İstanbul-Artvin turu yapıyorlarmış. Bir kısmı da Bostancı - Kozyatağı tarafından. Bana soğuk su ikram ettiler, biraz daha çekim yaptılar ve iyi yolculuklar dileşip ayrıldık.
Bir kahveye yanaşıp aynı soruyu sordum ve aynı yanıtı aldım: Ayancık 40 km. Bu durumda ya bugün 100 km yapacağım, ya da yarın. Sonunda Türkeli'de kalmaya karar verdim. Belediye Oteli'ne gittim. Tek kişilik oda yok diye iki kişilik odaya 6 milyon istediler. Arkamı dönüp çıkınca da üçe razı oldular. Böylece hayatımda ilk defa olarak bir uyanığa karşı zafer kazanmış oldum!
Daha sonra, dolaşırken Türkeli çıkışında Sinop 90 km tabelası gördüm. Eh, 10 km 10 kmdir... Bu arada Abana'dan beri arkamdan esip tırmanışlarda beni serinleterek işimi kolaylaştıran rüzgar giderek sertleşmeye başlamış, denizde de köpüklü yüksek dalgalar belirmişti. Öte yandan, geldiğim yollar bir pus tabakasının arkasında görünmez olmuştu. Akşama doğru fırtına daha da azıttı. Aslında sanki bulutların arkası açık gibi, ayrıca evle konuşurken hava tahmininin de buraları güneşli gösterdiğini öğrendim. Belki sabaha bir şey kalmaz. Yola devam etmeyip burada konakladığım iyi olmuş galiba.
Heart | 0 | Comment | 0 | Link |
Saat 18:30 - Hava iyice kötüleşti. Kurşun rengi bulutlar tepemizden geçiyor. Neyse, yarın başımın çaresine bakarım artık. Sabah yağmurlu olursa burada kalmaya veya duruma göre Ayancık'a kadar gidip orada konaklamaya karar verdim. Tabii uyuyabilirsem. Burada da davullu-zurnalı bir düğün var çünkü...
Yapılan yol: 63 km, yolculuk süresi: 3:52 h, ortalama hız: 16 km/h, max hız: 60 km/h
Today's ride: 63 km (39 miles)
Total: 460 km (286 miles)
Rate this entry's writing | Heart | 0 |
Comment on this entry | Comment | 0 |