2. gün: Karasu - Alaplı - İstanbul - Samsun Bisiklet Turu (1999) - CycleBlaze

August 7, 1999

2. gün: Karasu - Alaplı

Saat 06:30'da çalarsaate gerek kalmadan uyandım. Zaten pansiyonun gürültüsü içinde uyuyabilmek için benim gibi turşusu çıkmış olmak gerekiyordu. Toparlanıp çıktım. Kahvaltı veren yerler daha açılmamıştı. Rica-minnet bir tanesi bana kahvaltı hazırlayıverdi. Ben yerken o dükkanı yıkamaya devam ediyordu.

Alaplı'ya doğru yola koyulduğumda saat 07:40 olmuştu. Yol geniş, tenha, düz ve hiç iniş-çıkış yok. Karadeniz Bölgesi henüz kendini göstermedi yani. Bir süre gittikten sonra Kocaali levhasını gördüm ve yoldan ayrıldım. Yaklaşık 3 km kadar hafif bir rampayı çıktıktan sonra kasaba meydanına geldim.

(Tam o sırada cep telefonum çaldı. Arayan yine Hakkı. Aklı bu turda kaldı anlaşılan. Onlar da Fethiye'den Bodrum'a doğru yola çıkıyorlarmış.)

Kocaali - Eski Ev
Heart 0 Comment 0
Kocaali - Cami
Heart 0 Comment 0

Kocaali bir özelliği olmayan, tipik bir Anadolu kasabası. Hiç eski ev kalmamış. Ancak bir tane bulup resmini çektim. Gelmişken boş dönmemek için bir de caminin resmini çektim, muz-su vs alıp tekrar yola koyuldum. Hava güneşli, fakat henüz ısınmadığı için çok rahat gidiyorum. Hala yol dümdüz. Sonunda Melen Çayı'na vardım. Bir jandarma ekibi köprünün üstünde tertibat almıştı. Çayın resmini çekerken askerlerle lafa daldık. Hepsi görevli olduğu yeri unutup yanıma geldi. Doğudan fındık toplamaya gelen geçici işçileri kontrol ediyorlarmış. Aralarında silah falan getiren çıkıyormuş. Gerçekten de Arifiye istasyonundan başlayarak her geçtiğim yerde bu mevsimlik işçileri gördüm. Yanlarındaki onlarca büyük beyaz çuvaldan hemen tanınıyorlar.

Arifiye İstasyonu - Mevsimlik İşçiler
Heart 0 Comment 0
Arifiye İstasyonu - Mevsimlik İşçiler
Heart 0 Comment 0

Askerlerin işi zor. Herşey tamamen onlara yıkılmış durumda. Vedalaşıp ayrılırken aklımda bin tane şey vardı. Umarım bu tertemiz genç insanların ve diğerlerinin sıkıntıları bir an önce biter.

Melen Çayı
Heart 0 Comment 0
Karaburun
Heart 0 Comment 0

Melenağzı köyünden az sonra Karaburun'a geldim. Burada sadece bir kaç yazlık blok var. Sonra nihayet rampalar başladı. Dik, uzun, kıvrım kıvrım yollar. Her ne kadar fazla zorlamadıysa da yaklaşık 7-8 km boyunca hızım 7 km'nin üstüne hiç çıkmadı. İnişlerde de yol bozuk ve virajlı olduğu için yavaş gitmek zorunda kaldım. Saat 11:45 gibi Akçakoca'ya vardım. Burası ayrıca gelip görmeye gezmeye değer. Bir saat kadar oyalanıp bir beyen altında mancarlı pide ve ayranla karnımı doyurdum.

Mancar pazı yaprağına benzer yöresel bir sebze. Mancarlı pide -aslında bir tür gözleme- son derece lezzetli. Bana biraz acı geldi, ikincisini özel olarak acısız hazırladılar, sağolsunlar. Daha sonra da (Amasra'da) taze fasulye ile karışık hazırlanmış zeytinyağlısını tattım. O da çok lezzetliydi.

Beyen (ya da Serender) köy evlerinde ardiye gibi kullanılan altı boş, üstü oda tahta yapı. Ayaklardaki yuvarlak tablalar farelerin tırmanmasına engel oluyor. İçeride tahıl vs saklanıyor. Merdiveni -aslında- portatif, yukarı çekiliyor.

Beyen (Serender)
Heart 0 Comment 0

Akçakoca sahildeki beyen Hemşin Köyü'nden sökülerek getirilmiş ve orijinal halinde tekrar monte edilmiş. Pideci ilgilendiğimi görünce üst katı açıp bana içeriyi gösterdi. Yukarısı iki katlı (dubleks denebilir). İçeride çeşitli otantik ve eski orijinal köy eşyası muhafaza ediliyor. Ezan borusu, yöresel giysiler ve asırlık orijinal yer sofrası var.

Yöresel Kadın Giysisi
Heart 0 Comment 0
Yöresel Kadın Giysisi
Heart 0 Comment 0
Beşik
Heart 0 Comment 0
Ezan Borusu
Heart 0 Comment 0
Yer Sofrası
Heart 0 Comment 0

Dışarıya da eski itfaiye (tulumbacı) tulumbaları, at arabaları gibi başka orijinal parçalar konmuş.

İtfaiye Tulumbası
Heart 0 Comment 0
Akçakoca Merkez Camii
Heart 0 Comment 0
Akçakoca Merkez Camii
Heart 0 Comment 0
Akçakoca Sahili
Heart 0 Comment 0
Akçakoca - Türk Büyükleri Anıtı
Heart 0 Comment 0

Yolun bundan sonrasının Ereğli'ye kadar dümdüz olduğu müjdesini alarak yola koyuldum. Fakat yola çıktıktan az sonra Düzce istikametinden gelen yol benim gittiğim yola kavuştu. Ve bütün keyfim huzurum kaçtı. Çoğunluğu kamyonlardan oluşan yoğun bir trafik içinde kaldım. Gerçi karşıdan gelen yoksa kamyonlar şerit değiştirip çok açığımdan geçiyorlar, fakat gelen varsa ben bankete inip yol vermek zorunda kalıyorum. (Yeni aldığım dikiz aynası iki gündür son derece yararlı oluyor. Keşke daha önce alsaymışım, diyorum.)

Bu trafikle yaklaşık 20 km kadar boğuşuyorum ve saat 15:00 gibi Alaplı'ya varıyorum. Genç Otel temiz ve ucuz. Dünkü pansiyondan sonra cennet gibi geliyor. Odam en üst katta, havadar ve sessiz. Otelci, sağolsun, ayrı bir oda daha açıp bisikleti oraya kilitledi. Aslında Akçakoca'da sorduğumda Alaplı'da pek çok pansiyon olduğunu söylemişlerdi. Buraya gelip de sadece iki tane otel olduğunu öğrenmek bir tür "Deja Vu" etkisi yaptı. (Merak edenler Bandırma turu yazısına bakabilirler...)

Yapılan yol: 78 km, yolculuk süresi: 4:45 h, ortalama hız: 16 km/h, max hız: 48 km/h

Today's ride: 78 km (48 miles)
Total: 155 km (96 miles)

Rate this entry's writing Heart 1
Comment on this entry Comment 0