June 4, 1997
3. gün: Gemlik - İznik (İznik Gölü Güney Kıyısı)
Gemlik'ten İznik'e gitmek için önce Yalova - Bursa karayoluna çıkıp 9 km kadar Yalova yönüne gitmek gerekiyor. Anayolda bisikletle gitmenin hiç de zevkli olmadığını bir kere daha gördük. Hafif tırmanan yolu takip ederek nihayet Emrah'ın tarif ettiği gibi Adapazarı sapağına ulaştık ve rahat bir nefes aldık. Yeşilliklerin içinden geçen inişsiz çıkışsız ve de (Asilçelik'e giden bir kaç kamyon dışında) trafiksiz yolda bisikletin tadını çıkarmaya başladık. Asilçelik ve diğer bir kaç sanayi kuruluşunu geçtikten sonra trafik iyice yok oldu. Saptıktan 10 km kadar sonra Gölyaka Köyü yakınında gölü gördük ve artık hep göl kıyısında yol aldık.
Öğle yemeğini yoldaki köylerden birinde yemeyi düşündüğümüz için Gemlik'ten çıkarken yanımıza birkaç muzdan başka bir şey almamıştık. Emrah'ın dediğine göre yemeği özellikle Sölöz Köyü'nde yemeliydik. Öğle üzeri Sölöz'e vardık. Lokantayı sorduğumuzda bizi kasaba yolladılar. Köyün kasabı sattığı eti ızgara da yapabiliyormuş ve köyün tek lokantası da oymuş. Kasap, dükkanının önünde oturuyordu. Çırağı olmadığı için ızgara yanmıyormuş, kendisi de bu yaştan sonra -pek yaşlı da görünmüyordu ya- ızgara yakamazmış! Alay eder gibi, birkaç pirzola alıp yolda pişirmemizi tavsiye etti. Suratsız kasabı kendi halinde bırakıp bakkala gittik ve yolda yemek üzere nevalemizi düzerek yola koyulduk. Köyden çıktıktan birkaç km ötede de göl kıyısına inerek turdaki en zevkli yemeklerimizden birini yedik.
Heart | 0 | Comment | 0 | Link |
Köyün çıkışına doğru daha önce hiç bir köyde görmediğim kadar büyük, eski bir ev dikkatimizi çekti. Dört katlı ve iyi durumda bir binaydı. (Yanılmıyorsam kerpiç, inşaat tekniğinden pek anlamam.) Çevredeki köylülerden öğrendiğim kadarıyla 1920'lerden kalma bir yapıymış ve eski eser olarak koruma altına alınmış. Ev, ağanın eviymiş. Kendisinden zeytin almaya gelenleri ağırlayabilmek için o kadar büyük bir ev yaptırmış. Aslında buna benzer başka evler de varmış ama, bizim gibi gelen geçen resmini çekince sahipleri yıktırmışlar! Aslında buna pek de hak vermedim değil, kazara onları da eski eser olarak "koruma" altına alırlarsa ne olacağını çok iyi biliyorum çünkü...
Ağa evinin resmini çektikten sonra küçük bir köprüden geçerek Sölöz Çayı'nı aştık ve yolumuza devam ettik. Yolun gerisi son derece zevkli, manzaralı ve rahattı. Akşama doğru İznik'e ulaştık, şehir içinde kısa bir süre gezdikten sonra göl kıyısında güzel, sakin ve temiz bir motel bulup yerleştik.
Bisikletlerden birini odaya aldık, diğerini kahvaltı salonuna kilitledik. Benim çantaların bisikletten çok kolay ayrılabilmesine rağmen Mete'nin kullandığı çantaları sökmek büyük problem oluyordu. Bu yüzden Mete'nin bisikleti mümkün olan her yerde bizimle beraber odaya çıktı. Mete'nin "cici" bisikletine kıyamaması da bunda hayli rol oynadı tabii! Yeşil GT Timberline ilk bin kilometresini bu tur sırasında devirdi...
İznik çok güzel, tarihi ve bakımlı bir şehir. Akşam üzeri dolaşabildiğimiz kadar etrafa bakındık fakat şehrin tamamını gezip tüm eski eserleri görmek için bir bütün gün bile yeterli olmayacaktı. Bir dahaki sefere, diye düşündük ve motelin lokantasında yenen akşam yemeğinden sonra günü sona erdirdik.
Yapılan yol: 55 km, yolculuk süresi: 3:00 h, ortalama hız: 19 km/h, max hız: 58 km/h
Today's ride: 55 km (34 miles)
Total: 171 km (106 miles)
Rate this entry's writing | Heart | 0 |
Comment on this entry | Comment | 0 |